İRFAN GEZER
![]()
SAYIN ................,............................................, VE SEVGİLİ ÖĞRENCİLERBugün Türk Tarihinin önemli bir gününü tekrar ve hep beraber yaşıyoruz.Bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin başlangıcını oluşturan bu mutlu gün tüm yurtta büyük sevinç ve coşkuyla kutlanmaktadır.Bizlerde bu mutlu günü kutlamak için burada toplanmış bulunuyoruz. Gençlerimizin bu mutlu günü kutlu olsun.Tarihte toplumları derinden etkileyen,kaderini değiştiren,dönüm noktası dediğimiz olaylar vardır.Bu olaylardan biri de Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919 'da''Ya ölüm,ya istiklal''diyerek Samsuna çıkışıdır.Bu olayın tarihimizde yeri ve önemi büyüktür.Bundan dolayı milli bayram olarak kutlanmaktadır.1926’dan itibaren “Gazi Günü” ya da 19 Mayıs Bayramı adıyla kutlanıyordu.Ulu Önder, Türk gençliğine ve Türk sporculuğuna bugünün tahsis edilmesini istiyordu. 20 Haziran 1938 tarihinde çıkarılan 3466 sayılı bir yasayla “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edilmiştir.Türkiye’nin her yanında beden eğitimi ve spor gösterileriyle kutlanan bu ulusal bayrama, 593 km.lik Gençlik ve Spor Bayramı Koşusu da ayrı bir anlam katmıştır.Atatürk bir söyleşi sırasında : «Ben 19 Mayıs'ta doğdum» demiştir.1981 yılında yapılan düzenlemeyle de 19 mayıs «Atatürk'ü Anma Günü» olarak da kabul edilmiş ve Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaya başlanılmıştır.Bundan dolayı 19 Mayıs, ülkemizin kurtarıcısı devletimizin kurucusu Atatürk'ün doğum yıldönümü olarak resmi törenlerle kutlanıldığı gündür.Yine 19 Mayıs bir tarihin bittiği yeni bir tarihin başladığı gündür.19 mayıs kökleri tarihin çok eski çağlarına uzanan Türk ulusunun gençleşmesinin simgesidir.19 mayıs Türkiye Cumhuriyetin ilk sayfasıdır.19 mayıs 1919 da başlatılan kararlı mücadele Türk ulusunu Cumhuriyete ulaştırmıştır.Bundan dolayı 19 mayıs Samsundan Cumhuriyete uzanan yolculuğun başlangıç günüdür.19 Mayıs olayının nedenlerine baktığımızda Osmanlının son dönemindeki gelişmeler olduğunu görürüz.Tarihin en büyük devletlerinden biri olan Osmanlı devleti altı asırlık ömrünün ilk üç asrında dünyanın en büyük gücüne ulaştı.Fakat son üç asır bu gücünü kaybetmeye başladı.1.Dünya savaşından yenik çıkınca Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla da bağımsızlığını kaybetti ve işgale uğradı.Halbuki diğer yenilen devletlerle yapılan antlaşmalarla savaş sona ermişti.Osmanlıyla savaşın sona ermemesinin nedeni Birinci dünya savaşı sürecinde itilaf devlerinin aralarında yaptıkları gizli antlaşmalardı.Bu antlaşmalarla ülkemizi masa başında bölüştüler.Mondros Antlaşmasının 7'inci maddesine dayanarak da uygulamaya geçtiler.Yüzyıllarca 1699 yılından itibaren Osmanlıdan köyler,vilayetler değil ülkeler aldılar doymadılar son kalan toprak parçası Anadoluyu’da almak istediler.Bunu gerçekleştirmek için Anadoluyu Türk'e mezar yapmaya karar verdiler.1 kasım 1918 ‘de işgallere başladılar.İngiliz, Fransız, İtalyan ve yunan kuvvetleri dışarıdan ,ermeni,rum kuvvetleri de içeriden saldırıya geçti.Ülkemiz düşman çizmeleri altında ezilmeye,düşman bayrakları ecdadımızın ocakları üzerinde sallanmaya başladı.Türk halkının yüreği dağlandı.Bu durum karşısında Osmanlı yönetimi korkaklık,ümitsizlik,acizlik içinde teslimiyetçi davranış gösterdi.Millet bu durumda başsız ,çaresiz kaldı, umutsuzluğa düştü ve bir mucize beklemeye başladı.Bu mucizenin ilk ışığı 19 mayıs 1919 da Samsunda göründü.Bu ışık Mustafa Kemal'di.Çanakkalede askeri deha sahibi olduğu tüm dünyaca kabul edilen Mustafa Kemal,Çanakkalede kılıcını bilemiş,Türk askerini bu savaşta tanımış,oluşan karşılıklı inanç ve güven içinde başarılar göstererek Türk milletinin sevgisini ve güvenini kazanmıştı.Onun samsuna çıkışı Türk milletinin kurtuluş umudu oldu.Mustafa Kemal Samsun yolcuğunda kafasında oluşturduğu iki ideal düşünce vardı.Birincisi yurdu düşmandan kurtarmak diğeri ise milli egemenliğe dayalı bir devlet kurmaktı.Bu düşünceler içinde 19 mayıs 1919’da ''Ya istiklal ya ölüm ''diyerek Samsuna çıktı.İsgallere karşı ilkin, kuvayi milliye hareketleriyle oluşan özgürlük kıvılcımı 15 Mayıs 1919’da İzmir işgaliyle ateşe dönüşmüştü. 19 mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal’in ‘’Ya istiklal ya ölüm ‘’parolasıyla da bu ateş tüm Anadoluya yayıldı.Havza ve Amasya Genelgeleri,Erzurum ve Sivas kongreleri sonucunda merkezilik kazandı ve şekillendi.Ankara ise, tüm yurdu aydınlatan bu ateşin merkezi oldu.Bu mücadele sürecinde 19 mayıs ta Samsun ufuklarınada bir sabah yıldızı gibi doğan Mustafa Kemal yol gösterici oldu, Güneş oldu ısıttı yürekleri,aydınlattı karanlıkları.Umut oldu,güç verdi yüreklere,tek yürek olundu etrafında.Can verildi,kan döküldü.Milletimiz hak ettiği bağımsızlığına ve egemenliğine onun önderliğinde kavuşmuş oldu. Yokluklar içerisinde verilen bu büyük varoluş kavgası zaferle sonuçlandığında, ateş, kül ve dumanın içerisinden bir genç Türkiye Cumhuriyeti doğmuştur.19 Mayıs, sadece Türk millî kurtuluş hareketinin başlangıcı olmakla kalmadı, yeni Türk devletinin çağdaş değerlerle milletler ailesi içerisinde yerini almasını da sağladı.Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu millî mücadelede en çok güvendiği kesim hiç şüphesiz ki Türk Gençliği’ydi. Türk Gençliği’ne güvenini belirten sözleri teker teker ele alınamayacak kadar çoktur.O’na göre gençlik , “genç fikirli” demekti. Genç fikirli ise doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli” demekti.Ülkenin en karanlık günlerinde, kamuoyunun bütün kesimlerinde koyu bir karamsarlık hâkimken Atatürk, Türk Gençliği’ndeki özgürlük aşkını görmüş, bununla hem gurur duymuş, hem de iftihar etmişti.*Türk Gençliği son çeyrek yüzyılda, tartışılamaz biçimde büyük fedakârlıklarda bulunmuştu. Türk Kurtuluş Savaşı’nda; “Dağ başını duman almış/Gümüş dere durmaz akar” dizeleriyle başlayan marş Türk Gençliği’nin marşı olmuş, bütün bir gençlik, o yıllardan bu yana coşkuyla bu marşı söylemişti.Gerçekten de Millî Mücadele’nin gerek aksiyon, gerekse düşünce boyutunun önde gelen insanları gençlerden oluşuyordu. Mustafa Kemal Atatürk de, Türk Devrimi’nin mimarı ve önderi olarak, daha çok genç yaşlarda iken önemli başarılar elde etmişti. Atatürk Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurduğunda henüz 25, Çanakkale Cephesi’nde yurt müdafaası için savaşırken 35; 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında ise 38 yaşında bulunuyordu. İsmet Paşa, Kazım (Özalp) Paşa, Rauf Bey, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy ve Kâzım Karabekir gibi ünlü komutanlar 37-38; Ruşen Eşref, Yakup Kadri, Falih Rıfkı Atay ve Yahya Kemal gibi ünlü edebiyat ve fikir adamları 25-30 yaşlarındaydı.Tarihte hiç bir lider Atatürk kadar gençliğe güvenmemiş, O’nun kadar gençlikle bütünleşmemiştir. “Benim en büyük eserimdir” dediği cumhuriyeti, sonsuz güven duyduğu Türk Gençliği’ne emanet etmiştir.SEVGİLİ GENÇLER;19 mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsunda yaktığı özgürlük meşalesinin ışığında sürdürülen bağımsızlık savaşı Lazon Antlaşmasıyla son bulmuştur.Yine bu savaş sürecininde Yeni bir devlet kurulmuştur.Devrimlerle de çağdaş uygarlık düzeyine çıkma hatta üzerine çıkma en büyük ülkü olarak belirlenmiştir.Avrupalıların Türk Mucizesi’’dedikleri bu olay dünya tarihinde ilk örnektir.Başka bir benzeri de yoktur.Bu mucizevi ilk örnek Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde oluşturulmuştur.Bu örnekle övünmelisiniz.Bağımsızlık savaşının kaosu içinde binlerce şehit vererek, sıkıntı ve yokluklar içinde, büyük özverilerle kurtarılan vatan,millet,ve kazanılan bağımsızlık süreci içinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanettir. Bu değerli emaneti yaşatmak ve sonsuza kadar korumak, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak, en başta gelen görev ve sorumluluğunuzdur.Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu vatan için canlarını feda eden aziz şehitleri rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Bayramınızı tekrar tebrik ediyor ,sevgi ve saygılar sunuyorum.
19 Mayıs Bayramı Resimleri
19 Mayıs 1919 Bayram Resimleri
19 Mayıs 1919 coşkuyla kutladık
19 Mayıs Bayram Resim
19 Mayıs Bayramı
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı Resimleri
19 Mayıs Resimleri
19 Mayıs Resimleri 2
19 Mayıs Resimleri 3
19 Mayıs 1919 Resimleri