SAYIN MÜDÜRÜM DEĞERLİ ARKADAŞLAR SEVGİLİ ÖĞRENCİLER
Türk tarihinde milletçe büyük sevinç duyduğumuz ve coşkuyla kutladığımız olaylar vardır.Bunlardan biri de Kut’ül Amare zaferidir.
KUT’ÜL AMARE zaferinin 100’üncü yıldönümünde,elde edilen başarıyı kutlamak ve şehitlerimizi rahmetle anmak ve onlara olan minnet borcumuzu dile getirmek,ruhlarını şad etmek için burada toplanmış bulunuyoruz.Bu mutlu gün hepimize kutlu olsun,şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Birinci Dünya Savaşında Musul-Kerkük petrollerini ele geçirmek ve Kuzeye çıkarak Rusya’ya yardım etmek, Hint Deniz yolunun güvenliğini sağlamak, bölgedeki Alman tehlikesini ortadan kaldırmak amacıyla İngilizlerin ,7Aralık 1915 ile 29 Nisan 1916 tarihleri arasında Bahreyn ve Basra’yı alıp,Bağdat’a yönelmesiyle Irak cephesi açıldı. Bu cephede Osmanlı kuvvetleri ‘’Selman-ı Pak Savaşı’’ ile İngiliz kuvetlerini yendi ve geri püskürttü.
Kut’ül Amare’ye çekilen İngiliz kuvvetleri burada sıkışıp kaldılar. 5 aylık kuşatma sürecinde yardım almaları engellendi.İngiltere Türk gücü karşısında çaresiz kaldı.13 general, 481 subay ve 13.300 askeriyle 29 Nisan 1916 tarihinde teslim oldu. Teslim olan orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri 30.000 zayiat vererek de geri döndüler. Böylece Osmanlı her türlü imkansızlık ve zor şartlar içinde dünyanın en büyük emperyal gücü karşısında ,son zaferini kazanarak, şanlı tarihine altın harflerle bir zafer daha katmış oldu.
Kısa bir süre önce Balkan Harbi’nde neredeyse Osmanlı Avrupası’nın tamamını direnç göstermeden düşmana terk eden Osmanlı ordusu, geçirdiği köklü dönüşümle, yetenekli genç subaylarının etkin sevk ve idaresi ile kimsenin kendisinden beklemediği üstün başarılar gösterdi. ‘Hasta Adam’ı Çanakkalede, Kut’ül Amarede defnetmeye gelenler, hastanın mezara girmeye razı olmadığını gördüler.Şaşkına döndüler.Türkün gücü karşısında eğildiler. Kut-ül Amare zaferi , Osmanlıya Çanakkale’den sonra büyük bir moral ve motivasyon olmuştur.
Eğer İngilizler Kut’ ta durdurulamamış olsaydılar Bağdat ve kuzeyine aynı yıl ilerleyecek ,Erzurum ve Trabzon’u ele geçirmiş olan Ruslarla birleşecek,Çanakkale cephesinde gerçekleştiremedikleri amaçlarına ulaşmış olacaklardı.Bu da Birinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirebilir ve daha Çarlık Rusya’sı çökmediğinden Atatürk’ün kafasında oluşmaya başlayan Türkiye'nin gerçekleşmesinde bir felaket olabilirdi.
Kut’ül Amare zaferi Osmanlı Ordusunun İngilizlere karşı süngü ve iman gücüyle kazandığı,Türk sabrının İngiliz inadını,Çanakkaleden sonra ikinci kez kırdığı büyük zaferdir. Bizim zaferimiz ama İngilizlerin yenilgisi olan bu olay İngilizler tarafından ‘’En yüz kızartan teslimiyet’’olarak adlandırılmış ve tarihlerinde kara bir sayfa olarak yer almıştır.
Fakat İngilizler Türkler karşısındaki bu hezimeti coğrafya, iklim, ikmal sıkıntıları gibi faktörlere bağlamayı tercih etmişlerdir. Yetenekli komutanların emrinde sebatkâr şekilde muharebe eden Türk askerinin harp kabiliyetine bir pay vermeyi kabul edememişlerdir. Çünkü onların gözünde Türkler artık bitmişti, sonları gelmişti. Bu kanaatlerinin isabetli olmadığını ,ileride Atatürk’ün önderliğinde verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızla da onları bir kez daha ezimete uğratarak,ispatlamış olduk.
Kut-ül Amare Savaşının etkileri büyük oldu.Osmanlı ve İslam ülkelerinde; İngiliz itibarının yerle bir olması olarak değerlendirildi ve İslam dünyası üzerine çökmüş İngiliz baskısından kurtuluş olarak algılandı.Müttefik devletler tarafından da sevinçle karşılandı,coşkuyla kutlandı. İngilizlerin Çanakkaleden sonra böyle bir yenilgiye uğratılması ve ittifak devletlerinin 1.dünya savaşını kazanma umudunu da güçlendirdi.
Bu güne kadar ülkemizde Kut-ül Amare zaferi ile ilgili ,Kastamonu ve Devrekâni’de Kut’ül Amare gazileri tarafından gayri resmi bazı anma törenleri dışında resmi bir anma töreni yapılmamıştır.Yalnız askeriyede 1952 yılına kadar kısmen kutlamalar yapılmıştır.Bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti Bağdat büyükelçiliği,Kut-ül Amare zaferini her yıl anarak,Kut’taki şehitlerimizi ziyaret ederek,mezarlarını sulayıp,karanfiller bırakarak Kut-ül Amare zaferini hem Türklerin hem Iraklıların hafızalarında canlı tutmaya çalışmıştır.
Ülkemizde bu yıldan itibaren, her yıl 29 Nisanda resmi törenle kutlanması kararlaştırılmıştır.
Sözlerime son verirken bu zaferi kazanan kahramanlarımızı ,şehitlerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyor, ruhları şad olsun diyorum.
BEL. TARİH ÖĞRETMENİ
İRFAN GEZER