BAKARSAN BİR ŞEY GÖRÜRSÜN,GÖRMEK İÇİN BAKARSAN ÇOK ŞEY GÖRÜRSÜN
  BAK,GÖR,İNCELE.
irfgzr2 - ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE BAKIŞI

  HAYAL VE HEDEF
  => irfgzr
  => UMUT
  => KONUŞMA
  => YAZMAK
  => İLETİŞİM
  => BEDEN DİLİ
  => COŞKU
  => DOSTLUK
  => MUTLU OLMAK
  => VİDEOLAR
  => AKILLI TAHTA(SMART BOART)
  => 18 MART (ÇANAKKALE ZAFERİ)
  => 23 NİSAN
  => 19 MAYIS
  => Osm Dev (Ders Notları)
  => HARİTALAR
  => OSMANLI TARİH(soru-cevap)
  => OSMANLIDA İLKLER
  => Tarih Çağları(genel özellikleri)
  => İNK.T.DERS NOTLARI
  => TEST-T. İNK.T.ve ATA
  => İNK T(soru-cevap)
  => 24 KASIM(Atatürk'ün Öğretmen Yönü)
  => CUMHURİYET BAYRAMI
  => Albert Einstein’in Atatürk’e yazdığı mektup
  => AB DESTEKLİ BÖLGESEL KALKINMA PROGRAMLARI
  => AB EĞİTİM VE GENÇLİK PROGRAMI
  => Atatürk'ün Kimlik No'su
  => Atatürk'ü Koruma Kanunu
  => Atatürk'ten AnılarYeni sayfanın başlığı
  => Atatürk Oratoryosu
  => Atatürk'ün Vasiyeti
  => ATATÜRK'ÜN SOY AĞACI
  => Dokuz Taş(Dokuz Kumalak)
  => Tarih Terimleri(sözlük)
  => TEST-LİSE 9.sın.
  => Tarh Öğrtm Ana Kaynak
  => SİYASİ PARTİLER
  => KOCA YUSUF
  => GÜZEL VE ÖZLÜ SÖZLER
  => PİRİ REİS VE HARİTASI
  => Aile Soy Ağacı
  => TÜRKİYE VE AVRUPA
  => EYC(Avrupa Gençlik Mrk)
  => ETİK EĞİTİMİ
  => EYF (Avrupa Gençlik Vakfı)
  => GENÇLİK HİZMETLERİ DAİRE BŞK
  => TEST(LİSE 10)
  => İlk Kadın Öğretmen(Refet Angın )
  => SINAV STRESİ
  => RİSK YÖNETİMİ
  => Tarih Programları
  => Türklerin ilginç icatları
  => SÖZLÜK(ulslararası ilşkl
  => Büy.sanayi.devr
  => EDİRNE
  => ÇAĞ.T.VE.DÜN.T
  => ÇTDT(2.dönem çalışma soruları)
  => çiçeklerin anlamı
  => 10 ALTIN ÖĞÜT VE ÜÇ ŞEY
  => Uluslararası İlişkiler(ders notları)
  => Biyografi
  => ULİLŞ(çalıma soruları)
  => II.DÜNYA SAVAŞI (ÇALIŞMA SORULARI)
  => BÂCİYÂN-I RUM
  => Türk Kadını(Milli Mücadelede)
  => Etik hikayeler
  => GÜNLÜK GAZETE HABERLERİ
  => FOTOĞRAFLARLA ATATÜRK
  => TÜRKİYE
  => Resimler(Osm)
  => Osman Bey-Şeyh Edebali
  => OĞUZLAR
  => Osm.dev.yerine kurulanlar
  => Osm.dev.yklş
  => Osm-ALBÜM
  => TARİH (Lise 10-Günlük Plan)
  => Osmanlı'dan ABD'ye Deve Yardımı
  => TARİHÇİLER(Osmanlı)
  => Tarihte OsmXRus Savaşları
  => Kıssadan Hisse
  => Hürrem
  => İnsan
  => ULİLİŞ(2.DÖN.ÇALŞ.SOR)
  => MECLİS(İç Tüzük)
  => DEVLET BAŞKANLARI
  => Kur.sav.karş.sorunlar
  => 6 Şapkalı Düşünme Tekniği
  => KARİKATÜR
  => Etik Sözler
  => ANILAR
  => ANNELER GÜNÜ
  => Arkadaşlık
  => ATATÜRK
  => ATATÜRK İLKELERİ
  => ATATÜRK-İLETİŞİM
  => Atatürk'ün Bursa Gezileri
  => Atatürk'ten Alacağımız Feyizler
  => Atatürk ve Doğa
  => Atatürk'ün çıkardığı gazeteler
  => ATATÜRK'ÜN SON RÜYASI
  => Atatürk'ün Laikliğe Bakışı
  => ATATÜRKÇÜLÜK
  => Atatürk'e suikast
  => ATATÜRK'TEN ANILAR
  => ATATÜRK(Yakın Arkadaşları)
  => Bilim Adamları ve Buluşları
  => Atatürk'ün Türk Tanımı
  => ATATÜRK'ÜN YAZDIĞI KİTAPLAR
  => Atatürk Madame Tussauds Müzesinde
  => ABD'ye ilk Atatürk heykeli dikiliyor
  => Atatürk'ün Çift Alfabeli İmzası
  => Atatürk Devrimleri
  => Atatürk'e Ait Eşyalar
  => Atatürk Takvimi
  => AMERİKANIN VERGİ ÖDEDİĞİ TEK DEVLET
  => Aklın Yolu Birdr.
  => BECERİ
  => DÜNYADA GAZETENİN TARİHÇESİ
  => DÜNYANIN ''EN'' LERİ
  => OFKE VE ÖFKE KONTROLÜ
  => ULUSLARARASI İLİŞKİLER(2.Dön.çalışm.soru)
  => GİYİM VE KUŞAM(Osm dev. kadın
  => Pusula,Barut,Kağıt ve Matbaa
  => ALINTILAR
  => 2.DÜNYA SAVAŞI
  => LİSE-9(Ders Notları)
  => İLGİNÇ BİLGİLER
  => İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ
  => PROTOKOL
  => TARİH ÖĞRETİM YÖNTEMİ
  => METE HAN(Oğuz Kağan)
  => TARİH ŞERİDİ
  => ERMENİLER
  => MY MOTHER
  => MEVLANA
  => 1.Meclis
  => Mehmet Akif Ersoy
  => Mimar Sinan
  => SÖZLÜK(Dini kelime ve deyimlerin anlamları)
  => HAYALİ CİHANA DEĞER
  => LİDER
  => Wikileaks Nedir?
  => 1 Nisan şakası
  => ATATÜRK VE TARİH
  => ATATÜRK’ÜN KARLSBAD’A GİDİŞİ
  => ATATÜRK'ÜN HUKUKA BAKIŞI
  => ATATÜRK'ÜN EĞİTİME BAKIŞI
  => ATATÜRK VE AHLAK
  => ATATÜRK'ÇÜ DÜŞÜNCE
  => SOYKIRIMLAR TARİHİ
  => ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK
  => ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE BAKIŞI
  => ATATÜR VE DEVLETÇİLİK
  => ATATÜRK VE ÇAĞDAŞLAŞMA
  => ATATÜRK VE CUMHURiYET
  => ATATÜRK VE İNSANLIK SEVGİSİ
  => ATATÜRK VE LAİKLİK
  => Atatürk'ün Araştırma Yöntemi
  => ATATÜRK VE İNKILAP
  => ATATÜRK VE HALKÇILIK
  => ATATÜRK VE BAĞIMSIZLIK
  => Atatürk'ün sevdiği şarkılar
  => AFFETME
  => BİR ERGENDEN MEKTUP
  => BİR ŞEY
  => BURSA'DA İLKLER
  => HAYAT
  => Telafisi olmayan
  => Teknoloji(Videolar)
  => TARİH (TARİH ŞERİDİ)
  => HOŞGÖRÜ
  => Araştırma Yöntemi
  => TAKVİMLER
  => TÜBİTAK
  => TİMSAH YÜRÜYÜŞÜ
  => Mnzr
  => MARŞLAR
  => MESLEKLER(Tarih ile ilgili)
  => NUTUK
  => RESİMLER(OSM.MED.)
  => SARI ZEYBEK
  => MÜZİK
  => ÖLÇÜ BİRİMLERİ
  => ÖNYARGI
  => 1.DÜNYA SAVAŞI
  => 10 KASIM(Tören Konuşması)
  => İSTANBUL RESİMLERİ
  => 100 TEMEL ESER
  => TARİH(soru-cev)
  => İŞGALLER(İllere Göre)
  => YAZMA ESERLER
  => VİDEO 2
  => DEVŞİRME(OSM)
  => 100 Türk Edebiyatçısı
  => ÜNLÜ TARİHÇİLER
  => 14 ŞUBAT
  => Sürgündeki Hânedan
  => OSMANLI KÜLTÜR VE UYGARLIĞI
  => TARİHİ YAPILAR
  => ANDIMIZ
  => İlginç Şeyler
  => Üç çeşit insan
  => BİLİYOR MUSUNUZ?
  => SLAYT> 1.dünya sav
  => TAVLA
  => KONUŞAN HEYKELLER
  => İstanbul İsimleri
  => Arkadaş
  => Dünya'nın Enleri
  => Yapılandırma Sistemi
  => BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME
  => ALO
  => PROJE NEDİR,NASIL HAZIRLANIR?
  => Performans
  => LİSE 9(DERS NOTLARI)
  => TARİH KAYNAKLARI
  => Kur.sav.Kahraman,yapıt
  => Tarih Dersine Nasıl
  => LİSE 10(17-18 YY)
  => TARİHTE İLK
  => EYLÜL AYI MESLEKİ ÇALIŞMA RAPORU
  => YGS
  => YGS-LYS Tüm sorular
  => LYS
  => YGS-İNK TARİHİ SORULARI
  => ÖSYM-LYS
  => TEST(Karma)
  => ÇTDT
  => SEVGİ VE SAYGI
  => 9.SIN KİTAP CEVAP
  => MİLADİ VE HİCRİ YILI BİRBİRİNE ÇEVİRME
  => İlk Milletler Arası Dili Bir Türk İcat Etmiş
  => ANKA KUŞU
  => OSMANLICA
  => ÇTDT(Test)
  => ADAKALE
  => BİLİMSEL ARAŞTIRMA
  => “Tarihe Geçen Hazırcevaplar”
  => FIKRALAR
  => ARMA(Osm)
  => TARİH HARİTALARI
  => GİZLİ KAHRAMANı
  => MAKALELER
  => MESAJ (ŞŞAL MEZUNLARINA)
  => Makale(Halil İnalcık)
  => KAYNAKÇA
  => BAŞARILI HİKAYELER
  => Savaş ve Barış
  => PROJE HAZIRLAMA
  => İcatlar ve Keşifler
  => YÜRÜYEN KÖŞK
  => RAPORLAR
  => KUT-ÜL AMARE ZAFERİ
  => TÜRK BÜYÜKLERİ(ALFABETİK SIRA)
  => TÜRK BÜYÜKLERİ SERİSİ
  => Sınavlara Hazırlık
  => PROJE
  => TÜRK BÜYÜĞÜ(257)
  => BİLİM KADINLARIı
  => TÜRK BÜYÜKLERİ
  => TARİH ÇEVİRME KLAVUZU
  => GÜVENME
  => ATATÜRK ALBÜMÜ
  => EN GÜZEL GEZİLECEK YERLER
  => LİSE 3(Seç.T) DEVLET TEŞKİLATI
  => LİS-3(seçT)DEV.YÖN
  => TARİHTE BUGÜNı
  => Lis 3-seç.T.(Hukuk)
  => TOPLUM GELİŞİM
  => LİSE 3 (EKONOMİ)
  => LİSE 3(EĞİTİM-ÖĞRETİM)
  => soru-cevap(osm .dev.)
  => osm.Tarh(soru-cevap)
  => veda(Erkek Lisesinden Ayrılış)
  => Kavram Haritaları
  => DERS ÇALIŞMA
  => DİNLEME
  => ANTLAŞMALAR(Osm)
  => KİTAP KAMPANYASI
  => LİSE 3(SANAT)
  => lise 3(seç.T-sorular)
  => ATATÜRK (ANILAR)
  => irfgzr2
  => HİÇ HAYALLERİNİZDEN SIFIR ALDINIZ MI?
  => LİSE 9(Ders Kitabı Sorularının Cevapları)
  => kaynak(2)
  => İnk.Tarh(Atatürkçülük)
  => ÜLKEMİZDEN MANZARALAR
  => Osm.dev.dağlm.dön
  => DEĞERLİ TABLOLAR
  => MÜZE(BAKL)
  => MÜZE
  => ANDLAŞMALAR(Osm)
  => kavrm(İslam Öncesi)
  İLK DERS
  İLK TÜRK DEV EĞİTİM(Seç.T)
  YERDİR BURSA(Şiir)
  ATATÜRK VE MATEMATİK)
  2017-2018 Etkinlikleri
  TARİH 11(ÜNİTE 2 - DERS NOTLARI)
  Galeri
  TARIH ARAŞTIRMA SITESI







 

donen dunya dunya Dünya animasyonları

İRFAN GEZER 

 

               ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE BAKIŞI:                              
      İnsan hayatının belli bir dönemini ve dinamik safhasını oluşturan gençlik dönemi , verimli olmayı sağlayan çok kıymetli bir süreçtir.Atatürk gençliğin yetişmesinde bu devreye çok önem vermiş,Türk gençliğinin bu devrede Cumhuriyeti yaşatacak bir ruhla beraber,mes-leklerinde de iyi yetişmelerini ısrarla istemiştir. O’ na göre gençlik çağı,olumsuz ve verimsiz bir taşkınlık çağı değildir. Yılmayan bir azim- le ve çoşkuyla, canlılıkla ,milletin daha güzel yarınlara kavuşması için çalışma çağıdır.
    Biyolojik yaşları yönünden genç sayılmayan fakat gençler kadar bereketli,heyecanlı ,çalışkan,umutlu,güçlü,azimli,öğrenmeye ve öğretmeye meraklı insanlar da vardır.Bu insanlar biyolojik açıdan olmasa bile,psikolojik açıdan,gençlere dahil etmek uygundur.Özellikle umutlarını daima canlı tutan insanlar ne kadar yaşlansalarda ihtiyarlamazlar.Çünkü umut altın gibidir paslanmaz,umut elmas gibidir hiçbir kesici alet onu kesemez.Bundan dolayı umut ruhun gençliğidir. 
    ‘’ Genç fikirli demek doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir’’diyen Atatürk,gençlik kavramının genel anlamda bir yaş dilimini kapsamakla beraber ,zaman zaman biyolojik anlamını aşarak idealist anlamına da geldiğini belirtmiştir. Bir toplantıda ‘’Gençlik nedir ‘’sorusunu sorar, çeşitli cevaplar verildikten sonra,kendisi Türk gençliğinin tarifini şöyle yapmıştır. ''Benim anladığım gençlik ,Türk inkılabının fikirlerini ve ideolojisini benimseyip , gelecek nesillere aktarabilen kimselerdir. Benim nazarımda yirmi yaşında olan bir yobaz;ihtiyar,yetmiş yaşındaki bir idealist; genç'tir.İşte benim anladığım Türk genci budur''demiştir.[1]
   Atatürk'ün bu güzel tanımlarından anlaşılıyor ki ''gençlik'' yaşla değil ''çağdaşlıkla'' ölçülen bir kavramdır.
    Yine Atatürk’ün gözünde Türk Gençliği ;Milletin ‘’dinamik kesimi,geleceği,taze gücü, asil kanı,öz suyu ve hayat kaynağıdır. Gençlik ,idealisttir,çıkar peşinde koşmaz,daima iyiyi,güzeli,doğruyu arar,hakkın, doğrunun yanında yer alır,Açık düşünceli,açık sözlü,dürüst ve yapıcıdır.[2] O gençliktir ki Trablusgarp'ta ,Balkan'larda ,Yemen'de ve daha bir çok yerde kanlarını dökmüş, sarıkamış dağlarında karların beyaz örtüsünü üzerine kefen yapmış, Çanakkale'de düşmana karşı göğsünü siper etmiş, Anadolu’nun bir çok yerinde vatan ananın kucağında ebedi uykusuna yatmış olmanın hazzını tadmıştır.
     Bunun yanında onun gençlik ideali ,ilkelerine bağlı ,çalışkan,milli şuura sahip,vatansever,modern kültürlü,sağlam ve olumlu karekter taşıyan ,müspet ilmin ışıklarıyla donanmış bir gençliktir. Onun ‘’Ey Türk Gençliği’’ hitabesinde bir anlamda yaş sınırını aşarak bir fikir gençliği ,bir ideal gençliği vardır.Bu gençliği görmek ,bu gençliği düşünmek gerekir.Ona göre ancak ilke ve inkılaplarına bağlı bir gençlik ,kurduğu Cumhuriyetin teminatı olabilirdi
      Atatürk’ün Türk gençliği ile ilgili görüşlerini açıklayan en eski belge ,1918 yılının mayısında bir fotoğrafın üzerine kendi el yazısıyla yazdıklarıdır. Burada Atatürk gençliğe olan inancını ve duygularını şu sözlerle ifade etmiştir.’’Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet ,yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz muhabbetim değil ;bu günün karan-lıkları,ahlaksızlıkları,şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve almaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir.
    Mustafa Kemal Atatürk,her şeyden önce gençliğin dinamizm demek olduğunun bilincinde idi.İşte bu nedenle dir ki,milli mücadeledeki kadrosunu seçerken ,özellikle gençler üzerinde durmuş,kadrosunda gençlere ağırlık vermiş,aynı zamanda genç fikirli yazarlardan da fayda-lanmıştır.O,diyaloğa açık bir yöntemle meydana getirdiği kadro içinde bulunan gençler ve genç fikirlilerle ülkenin kurtuluş meselesini tar-tışmış,onların değişik fikirlerinden çağdaş bir sentezi kafasında oluşturmuş ve değerlendirmiştir.[3]
 Akılcı, bilimsel metodu benimseyen ,milli menfaatleri her şeyin üzerinde tutan dinamik bir güce sahip olan Atatürk ,kafasında taşıdığı dü-şünce yeniliği,ruhundaki enerji tazeliği nedeniyle yaşamının her çağında genç idi.Samsuna çıktığında ,eriştiği rütbelere ve taşıdığı büyük sorumluluğa göre yaşça genç olup sadece 38 yaşındaydı.Cumhuriyet'i ilan ettiğinde 42, şapka inkılabını gerçekleştirdiğinde 44, Harf dev-rimini yaptığında ise 48 yaşında idi. Onun yakın silah ve fikir arkadaşları da genç insanlardı. Hepside 37 ile 40 yaşları arasında idiler.Si-lahları ile olduğu kadar kalemleriyle de Kurtuluş savaşını baştan sonuna kadar destekleyen aydınlarla yazarların büyük çoğunluğu da bu genç kuşaktandı. Bu genç kuşak 2. Meşrutiyetten itibaren on yıllık süre içinde çeşitli buhranları görmüş ,felaketleri yaşamış ,bunlardan ge-rekli dersler almış,tecrübeler edinmiş ,bir vatansever gençlikti.                             
    Herkesin umudunu kaybettiği ve gelecek kaygısına düştüğü 1919 yılında da Atatürk:’’Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek ku-şaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir.Zaten her şey unutulur fakat biz,her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiç bir şeyi unutmayacaktır,geleceğin ümidi,ışık saçan çiçekleri onlardır.. Bütün ümidim gençliktedir.''[4] diyerek gençlere olan güvenini açıkça belirtmiştir.''
   Sivas Kongresinde manda düşüncesinin,hararetli sözlerle savunulduğu ortamda,hatta Mustafa Kemal Paşanın en yakın bazı arkadaşları tarafından da benimsendiği sırada,İstanbul'da askeri tıp öğrencisi olan Hikmet adındaki genç ,kongre salonunda söz alarak çoşkulu bir sesle sanki ateş ve heyecan kesilmiş olarak şu konuşmayı yapmıştır:''Paşam!.Murahhası bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklal davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler.Mandayı kabul edemeyiz.Eğer kabul edecek olanlar varsa,bunlar her kim olrsa olsun,şiddetle red ve takbih ederiz(ayıplarız)Farz-ı muhal manda fikrini siz dahi kabul edersiniz,sizi de reddeder,Mustafa Kemal'i(vatan kurtarıcı değil,vatan batırıcı)olarak adlandırır ve tel'in ederiz...''
       Ülkenin dört bir yandan işgal edildiği bu sırada ,ümidini kaybetmiş olan kişilere bir ümit,bir rehber ve örnek teşkil eden,milli heyacanı ve milli ruhu bütün açıklığı ve doğallığıyla ortaya koyan bu konuşma karşısında ,kongrede bulunanlar duygulanmış ,gözyaşlarını tutamamışlardır.Mustafa Kemal Paşa da çok duygulanmış ve aynı heyacanla şu karşılığı vermiştir:
 ''Arkadaşlar,gençliğe bakın,Türk milleti bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin''. Bu sırada Paşa ,Hikmet Bey'e dönerek:
'''Evlat müsterih ol, gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz ekalliyette kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez:Ya istiklal ya ölüm’’demiştir. Bunun üzerine Hikmet Bey ,yerinden fırlayarak ’’Varol Paşam’’ diyerek Atatürk’ün elini öpmüş, Atatürk'te onun alnından öperek şunları söylemiştir:                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               '’Gençler ,vatanın bütün ümit ve istikbali size ,genç nesillerin anlayışı ve enerjisine bağlanmıştır.’’[5] Bu olay dahi Atatürk’ün Türk gençliğine güvenin nereden geldiğini anlatmaya yeterli bir örnektir. 
          Atatürk’te gençlik kavramı en güzel anlamını bulmuş,ve yüce değer yargısına erişmiştir. Milli mücadelenin başından itibaren köhne-leşmiş fikirlere,milleti geriye götürmek isteyenlere karşı ,yegane çarenin gençlikte ve genç fikirlerde olduğunu görmüş, çağdaş zihniyetle yetişecek kuşakların ,gelecekte eserini daha da geliştireceğini onu her türlü tehlikeden koruyarak ebediyen yaşatacağını hissetmişti.‘’Genç-ler! Cesaretimizi takviye ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile ,insanlık meziyetinin ,vatan sevgisinin ,fikir hürriyetinin en kıy metli sembolü olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk ;onu yükseltecek ve de- vam ettirecek sizsiniz. Gençler için vatani işlerde ölmek söz konusu olabilir.Lakin korkmak asla. Bu kadar kuvvetli ve zinde bir gençlik i- çinde kendimi gördüğümden dolayı bahtiyarım. Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak. Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyetin gelecek evlatları bizden daha çok rahata kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır[6].Gençliğe bu güven ve inançtan dolayıdır ki Atatürk ,Türkiye Cumhuriyetini kurduktan ve büyük devrimlerini başardıktan sonra ,kurtuluş savaşını başlatmak üzere Samsunda Anadolu topraklarına ayak bastığı 19 Mayıs gününü ‘’Gençlik ve spor Bayramı’’ olarak Türk Geçliğine armağan etmiştir.[7] Samsun'dan Havzaya geçerken kendisinin de coşkuyla söylediği’’Dağ başını Duman Almış’’marşını ise ‘’Geçlik Marşı’’olarak ilan etmiştir.Zaten Milli Mücadele'ye destek veren Türk gençliği,yaptığı işlerle,gösterdiği fedakarlıklarla,çağdaş düşüncesiyle,böylesine görkemli bir bayramı ve anlamlı bir marşı hak etmiştir.[8]
    19 mayıs 1919 da samsuna çıktım ile başlayan ,''Türk gençliğine bıraktığım emanet'' metni ile bitirilen Nutuk(Söylev),Atatürk'ün bizzat kendisinin yazdığı tarihi ve edebi bir şaheserdir.Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunu,inkılapların yapılışını anlatan siyasi ve milli tarihimizin birinci elden ve pek değerli kaynak bir eserdir.Her Türk gencinin okuması gereken bir el kitabıdır.Bu bıtabın sonunda Atatürk; ''Ey Türk Gençliği''diye seslenmektedir.
    Türkiye'de bütün resmi daire ve sınıflarda Atatürk resminin hemen başında ''İstiklal Marşı'' ile birlikte çerçeveli bir şekilde asılı duran ''Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'',Nutuk metninin en can alıcı yönünü oluşturmaktadır. Gençliğe bu son sesleniş Nutuk gibi gayet hitabet değeri yüksek,içinde pek çok mesaj barındıran bir edebi ve tarihi metindir.Bizzat yaşanmış tarihi bilgileri ihtiva etmektedir.Edebi ve tarihi yönüyle gayet zengin bir metindir.
    Atatürk bugün ulaştığımız netice asırlardan beri çekilen milli felaketlerin doğurduğu uyanıklığın ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların karşılığı olduğunu bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum diyerek Türk Gençliğine Hitabesinde Türk geçliğine seslenirken anlattığı durum ve çizdiği tablo şöyledir;Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşındaki mağlubiyetiyle birlikte ortaya çıkan karanlık                                                                                                                                                 
manzaradır. Hitabede bu karanlık günlerin ,Türk Milletinden alınan güçle aydınlığa dönüştürüldüğünü,bu aydınlığın sürekli kalmasını sağlayacak ve Türk Milletini daha güzel yarınlara kavuşturacak gücün de Türk Gençliğinin olduğunu belirtmektedir. Ancak Atatürk burada haklı olarak gelecek için bazı uyarılarda bulunmaktadır. Öyle ki, her zaman Türk istiklalini ve Cumhuriyetini yok etmek isteyen iç ve dış güçlerin orta-ya çıkabileceğini ,zorla ve hile ile aziz vatanımızın önemli kurum ve kuruluşlarının ele geçirebileceğini, hatta memleketimizin her tarafını bilfiil işgal edilebileceğini,iktidara hakim olanları gaflet ve dalalet ,hatta hiyanet içinde bulunabileceklerini ,ya da bazı yetkililerin şahsi menfaatlerinin düşmanların siyasi emelleriyle birleşebileceğini hatırlatmaktadır. Ayrıca bu durum ve daha zor şartlar içinde dahi, Türk gençliğini en önemli birinci görevinin ,Türk istiklal ve Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmak olduğunu açık bir tarzda bildirmektedir. Di-ğer taraftan Türkiye Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek için gerekli kudretin Türk gençliğinin damarlarındaki asil kanda mevcut olduğunu ifade ederken ,Türk gençliğine olan sarsılmaz inancını ve Türk milletinin tarihi derinliklerinden gelen gücünü ,büyük bir hitabet örneği olarak ortaya koymuştur.[9]
       Prf.Dr.Afet İnan’ın bir hatırasına göre Atatürk ‘’gençliğe Hitabe’’nin yazımını bitirdikten sonra ,yakın arkadaşlarına şimdi beni dinle- yin diyerek ‘’Gençliğe Hitabeyi’’ çok hissi bir şekilde okumuştur. Okumayı tamamlayınca bakışları Ankara ovasının deriliklerine dalmış,
gözlerinden Türk gençliğine duyduğu güven ve sevginin ifadesi olan birkaç damla yaş süzülmüştür. Aynı akşam arkadaşlarına:’’Tarihi ya-şadığımız gibi yazdık,fakat geleceği Cumhuriyete inananlara ,koruyanlara ve yaşatanlara emanet etmek lazımdır’’ değerlendirmesini yap-mıştır.
         Atatürk gençlere hayat mücadelesi ve milletin yükselmesi ile ilgili olarak şunları söylüyor:''Sayın gençler,hayat mücadeleden ibarettir.Bundan dolayı ha-yatta yalnız iki şey vardır. Galip olmak,mağlup olmak. Size, Türk gençliğine terk edip bıraktığımız vicdani emanet ,yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız. Milletin yükselme sebep ve şartları için yapılacak şeylerde,atılacak adımlarda katiyen tereddüt etmeyin. Milleti o yükselme merhalesine götürmek için dikilecek engellere hep birlikte mani olacağız .Bunun için dimağlarınıza ,irfanlarınıza ,malumatınıza ,icabederse bileklerinize,pazularınıza bacaklarınıza müracaat edecek,fakat neticede mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız. Bu millet ,sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır.Siz genç arkadaşlar,yorulmadan beni takibe söz vermişsiniz.İşte ben bilhassa bu sözden çok duygulandım.Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz.Fakat arkadaşlar,yorulmadan ne demek?Yorulmamak olur mu ?Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil ,yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan ,her mahluk için bir haldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler ,yeni Türkiye’nin genç evlatları ,yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeğe karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye,bizim yüksek idealimize durmadan ,yorulmadan yürüyecektir...''[10]
    Atatürk 17 Ekim 1922'de Bursayı ziyareti sırasında ,kendisini karşılayan geleceğin gençleri olacak çocuklara yaptığı konuşmada şöyle seslenmiştir:
 ''Küçük hanımlar,küçük beyler! Sizler hepiniz atinin bir gülü,yıldız,bir nur-ı ikbalisiniz(mutluluğun ışığısınız)Memleketi asıl nura gark edecek sizsiniz.Kendinizin ne kadar mühim,kıymetli olduğunuzu düşünerek,ona göre çalışınız.Sizlerden çok şeyler bekliyoruz;kızlar,çocuklar!''[11]
   Yine Atatürk Bursa olayı nedeniyle Bursa'ya gelir. Geldiği günün akşamında,kaldığı Çekirge yolundaki köşkte verilen akşam yemeğinde ,sofrada bulunanlardan biri ,Atatürk'ün gönlünü almak için Atatürk'e şöyle der:
 -Efendim,Bursa gençliği bu hadiseyi hemen bastıracaktı. Fakat zabıta ve adliyeye olan güveninden ötürü... deyince Atatürk bir işaret ile sözünü keser:
    -Bursa gençliği de ne demek?diye biraz sert,sorar. Memlekette parça parça,yer yer gençlik yoktur,sadece ve toplu olarak Türk gençliği vardır!der. Sonra Türk gençliğinden ne anladığını şöyle tarif eder: 
    -''Türk genci,İnkılapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna,doğruluğuna herkesten çok inanmıştır;rejimi ve inkılapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı bir hareket duydu mu,bu memleketin polisi vardır,jandarması vardır,ordusu vardır,adliyesi vardır demiyecektir.Hemen müdahale edecektir..Elle,taşla,sopa ve silahla.nesi varsa onunla ,kendi eserini koruyacaktır.
    Polis gelecektir;asıl suçluları bırakıp,suçlu diye onu yakalıyacaktır.Genç,''polis henüz inkılap ve Cumhuriyetin polisi değildir''diye dü-şünecek,fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir.Yine düşünecek;''demek adliyeyi de islah etmek ,rejime göre düzenlemek lazım!...''
     Onu hapse atacaklar.Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber;bana,İsmet Paşaya,Meclise telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz ol-duğu için tahliyesine çalışılmasını,kayırılmasını istemiyecek.Diyecek ki :''Ben ,kanaatimin icabını yaptım.Müdahale ve hareketimde hak-lıyım.Eğer buraya haksız olarak gelmişsem,bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!...
     -İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği ''[12]...  
        Atatürk Halkevlerinde gençlerle yaptığı toplantıların birinde, gençlere manalı manalı baktıktan sonra, gür bir sesle:  
''-Çocuklar!Ufuklara kadar görüyoruz,onun ötesini görmeğe çalışacağız!''der..Bu Ata'nın gençliğe yeni bir hamle veren emridir.Ufukların ötesi neresiydi?Onun işaret etmek istediği muhakkak ki ,şu idi:İnsan zekası,ufuklara kadar görünen bir çok keşiflerde bulundu.Fakat
insanlığa yarıyacak bu kadar değildir...Onun ötesindekileri de siz görmeye çalışınız!Yani yeni icatlar ve keşiflerde bulununuz.demek iste-miştir.[13]
         Atatürk Türk gençliğinden hep yeni atılımlar ,yeni girişimler bekler .Çünkü bir atılım yeni bir atılımla sürdürülmezse söner yok o-lur.Zaten onun fikir ve düşünceleri de donuk değildir ,hiçbir zamanda dondurulamaz. Çünkü Atatürkçülük dokrine bağlı değildir. Atatürk ,doktrin istemem donup kalırız. Durmak geri gitmektir, biz yürüyüş halindeyiz demektedir.. Gerçekten de insanlığa doktrinler değil,ancak bilimsel araştırmalar yol göstermektedir.
       Atatürk Türk gençliğinin tarihte olduğu gibi bugün de var olan iç ve dış düşmanlara karşı mücadele edebilecek tarzda fikirlerle dona-tılmasını,ilmi eğitim-öğretimin yanında ,Atatürk İnkılap ve İlkelerine bağlı olarak, milli bir ruhla yetiştirilmelerini ön görmektedir. Yine o-na göre;gençlerin kazanacağı eğitim ,her şeyden önce ,milli ahlaka uygun olacak,manevi vasıflarla donatılacak,bağımsızlık,vatan ve millet sevgisi ile pekiştirilecek,sağlam aile yapısına dayanacak, milli birliği ve beraberliği temin edecek şekilde olmalıdır.
   Atatürk gençliğin yetiştirilmesinde;geçliği mutlaka ülkücü ve memlekete alakalı olarak yetiştirilmesini,gençlerin 'göreceği öğrenimin sınırı ne olursa olsun ,ilk önce ve her şeyden önce,Türk milletinin bütünlüğüne,bağımsızlığına,milli geleneklerine yönelen tehlikelere karşı mücadele etmesi gerektiğinin öğretilmesini,bunun için de gençliğin dayanacağı en önemli temel unsurunda manevi unsurlar olduğunu önemle vurgulamıştır..Manevi unsurlar arasında ise,vatan sevgisi,millet sevgisi,bayrak sevgisi,çalışmak,büyükleri sevmek,muhtaçlara yardım etmek vs.hususlar yer almaktadır..[14] ''...Dünyada milletlerarası duruma göre,böyle bir mücadelenin gerektirdiği manevi unsurlara sahip olmayan fertlere ve bu mahiyette ferdlerden mürekkep cemiyetlere hayat ve istiklal yoktur''[15]
     Atatürk aydın gençliğin halk ile zihniyet ve hedefte uygunluk olmasını,bunun bozulması durumunda toplumda çöküşün kaçınılmaz olacağını,yine aydın gençliğin halka telkin edeceği ülkülerin halkın ruh ve vicdanından alınmış olmasını önemle belirtmiştir..Aydın gençliğin milleti en mesut millet yapayım derken düşünmesi gerektiğini,çünkü bir millet için saadet olan bir şey diğer millet için felaket olabileceğini,aynı sebep ve koşulların birini mesut ettiği halde diğerini bedbaht edebileceğini uyarısında bulunuyor ve aydın gençliğin millete gideceği yolu gösterirken dünyanın en türlü ilminden,buluşlarından ,ilerlemelerinden istifade etmeli,ancak asıl temeli kendi içimizden çıkarmak zorunda olduğunu ifade etmiştir.Bunun yanında aydın gençliğin ne yapacaklarını evvela dimağlarında,iyice kararlaştırmalarını,ne için yürüdüklerini bilmelerini,halk tarafından iyice sindirilip ve kabulü mümkün hale getirildikten sonra ortaya atılmaları gerektiğini,hiçbir güçlük karşısında baş eğmiyerek tam sabır ve dayanma ile çalışmalarını sürdürmelerini ve gençliğin bunu yapabilecek derecede yetişkin olduğunu ,bunun yanında çok temiz kalpli,çok asil ruhlu,ilerlemeye çok kabiliyetli olan Türk halkının kendine hizmet edenlerin samimiyetine inanırsa her türlü hareketi benimseyebileceğini vurgulamış,bunun için gençlerin her şeyden evvel millete güven vermesi gerektiğini söylemiştir. 
    ''Türk çocuklarının nasibi her muvaffakiyetli hamleden hep sevinç veren neticeler almaktır.Türk çocukları!Yürüdünüz,yürüyorsunuz,
yürüyünüz!Yaptığınız hamleler sizi yüksek ülküye ulaştırmak üzeredir.Durmayın,yürüyün.Saadet,refah,sevinç ve hepsinden sonra dünyaya karşı yüksek bir gurur seni bekliyor.Türk çocukları!son sözümün kelimesine dikkat!...Gurur,azamet;sende zaten vardır.Bunu gösterme!Onu kendi yüksek enerjinin harimine sakla!Gerekirse büyük tevazuunu göster.Fakat gerektikçe göster ezici yumruğunu! İşte bu vasıflarınla ispat edebilirsin ne olduğunu!...Benim bugünkü ve yarınki Türk çocuklarından beklediğim haslet;bu suretle belirmelidir''[16]
    ''Türk milleti ,güzel her şeyi,her medeni şeyi,her yüksek şeyi sever,takdir eder.Fakat muhakkaktır ki,herşeyin üstünde tapındığı birşey varsa,o da kahramanlıktır.Bu sözlerim şüphesiz bugünkü uyanık Türk gençliğinin kulaklarında yüksek ve tesirli akisler yapacaktır.Yüksek huylarına ehemniyetle baktığım Türk çocuklarından daha az şey istemem.[17]
 
 Atatürk'ün eşi Latife Uşaklıoğlu ondan ayrı olduğu uzun yıllar ,tek gazeteci ile bir tek kelime konuşmamış,ilk olarak Ata'ya ait bir kaç hatırasını yazar Niyazi Ahmet Hanoğluna lütfetmiş ve şunları söylemiştir:                                                                                                                                                       
 - Atatürk'e dair bir eser yazmak istedim ve işe ,insanlığın yetiştirdiği ''Büyük ''lerin hayatlarını tetkikle başladım.Her büyük insanın hayatını okudukça Atatürk gözümde büsbütün büyüdü ve en nihayet şuna kanaat getirdim ki,Atatürk yazılamaz;yazamayacağım.Latife Uşaklıoğlu ,Türk Gençliğine duyurmasını istediği bir arzusunu da şöyle ifade etmiştir:                                                                                     
   Atatürk ,milletini çok ,ama pek çok seviyordu.Hayatını Türk Milletine adamıştı.Sevilmeyi de ayni derecede istiyordu.Siz gençler,onu sevmek,onu sevdirmek için mütemadiyen ondan bahsediniz.Ona dair yazınız.
        Atatürk,gençlere seslenerek''Türkiye Cumhuriyetinin özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitabediyorum:
Batı senden,Türk'ten çok geriydi.Manada,fikirde,tarihte bu,böyleydi.Eğer bugün Batı nihayet teknikte bir yükselme gösteriyorsa,ey Türk çocuğu,o kabahat da senin değil,senden evvelkilerin affolunmaz ihmalinin bir neticesidir.Şunu da söyliyeyim ki;çok zekisin!Malum,fakat zekanı unut!Daima çalışkan ol!''[18] 
 Yine'' İki Mustafa Kemal vardır;biri ben,,et ve kemik geçici Mustafa Kemal...İkinci Mustafa Kemal,onu ''ben ''kelimesiyle ifade edemem.O,ben değil,bizdir.O,memleketin her köşesinde yeni fikir,yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur.Ben onların rüyasını temsil ediyorum.Benim teşebbüslerim,onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.O Mustafa Kemal sizsiniz,hepinizsiniz.Geçici olmıyan,yaşaması ve muvaffak olması gereken Mustafa Kemal odur[19].                                                                                                                                                                
          Cumhuriyet Türkiye'si Atatürk'ün görüşleri ile kurulmuştur.O'nun düşünceleri ile yoğrulmuş,şekil almış ve bu düşünceler ile de geliştirilmektedir.Üzerinde yaşadığımız bu kutsal vatan,kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi çok büyük fedakarlıklarla kazanılmıştır.Bu büyük başarının arkasında bize bugünkü rahat teneffüs imkanı veren binlerce genç şehidin,binlerce genç gazinin harcı vardır.Sınırları Atatürk ve Atatürkçüler tarafından çizilen bu topraklarda,onların idealine ters düşen hiçbir akım yeşermek olanağı bulmamalıdır,bu-lamamalıdır.Gerçek şudur ki,bu topraklarda yeşerecek filizi Atatürk ekmiş,gelişmesini ve korumasını da Türk gençliğine bırakmıştır. O'nun fikir ve düşünceleriyle kafası donatılmış ,kalbi barış ve insanlık sevgisi ile dolmuş ,devamlı yenileşme ruhu ile hareket eden bugün kü Türk gençliği Onun görüşleri üzerine kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devletini onun ideallerine ulaştırma kararlılığı içinde olduğunu göstererek hareket etmekte ve eserlerini korumada titizlik göstermektedir. Onun ‘’Ne Mutlu Türküm Diyene’’ ve‘’Türk ,öğün, güven, çalış’’ özdeyişlerinden feyiz alıp, benliğini bulan Türk gençliği çalışmalarını dürüstlük,içtenlik ve gerçekçilik içinde sürdürdükçe,dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de başarılarına başarılar katacak,mesut kuvvetli Türkiye idealini mutlaka ama mutlaka gerçekleştirecektir.
 

[1]Utkan Kocatürk,a.g,s.165
[2]Turhan Fevzioğlu,a.g.,s.872
[3] Vehbi Tanver,A.g.m.,s.700
[4]Genelkurmay Başkanlığı,Atatürkçülük-Atatürkçü Düşünce Sistemi,3.Baskı,Milli Eğitim Basımevi,İstanbul 1984,s.164.,
1919.Mazhar müfit Kansu,E.O.K Aatatürk'e Beraber,cilt 11,s.471-472.
[5]Vehbi Cem Aşkun,Sivas Kongresi,2. Baskı,İstanbul 1963,s.143;Mazhar Müfit Kansu,Erzurumdan Ölümüne Kadar Atatürk'le Berabar,C.I,TTK Yayını,Ankara 1966,s.248
[6] Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri
[7]Utkay Kocatürk,''Atatürkte Gençlik Kavramı ve Atatürkçü Gençliğin Nitelikleri'',Atatürkçü Düşünce ,Araştırma Merkezi,Ankara ,1992,s.877
[8]Niyazi Ahmet Banoğlu,Nükte,Fıkra ve Çizgilerle Atatürk,Birinci kitap,istanbul,1954,s.89.
[9] Atatürk Söylev ve Demeçleri
[10]Vehbi Tanfer,a.g.m.,s.704
[11] Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri,C.11,s45-46
[12] Niyazi Ahmet Banoğlu,Nükte ve Fıkralarla Atatürk,s.226
[13]Niyazi Ahmet Banoğlu,Nükte ve Fıkralarla Atatürk,s.230,Ufukların ötesi.
[14]Kılıç Ali,Atatürk'ün Hususiyetleri,s.62
[15] Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri,C.I,s.246
[16] Cevat Abbas Güresin Hatıralarından.1936
[17] 1920.Atatürk'ün S.D.I,s.81.
[18] Cevat Abbas Güresin Hatıralarından 1936
[19] Hamdullah Suphi Tanrıöver,Yerli Yabancı 80 İmza Atatürk'ü Anlatıyor,s.183.
    

BAK,GÖR,İNCELE.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol