Loading...

ATATÜRK VE İNSANLIK SEVGİSİ


  

 

Türkiye

İRFAN GEZER
               



                                   
         ATATÜRK VE SEVGİ
   Sevgi;İnsan yaşamında en önemli bir duygudur.Sevgi demek hoş olan,güzel görünen,olumlu olan herşeydir.Sevgi cana yakınlık,hoşgörü ve musamahadır.Sevgi sıcaklık ,ilgi,beraberlik,paylaşım ve dayanışmadır.Sevgi riyadan uzak,gösterişten uzak samimiyet ve gerçekçiliktir.Kısacası sevgi iyi,doğru ve güzel bir yaşamın temelidir.
   Tabiatı sevmek pekala mümkündür .Peki,ya insanı sevmek!...İnsanı sevmek,daha doğrusu seebilmek çok daha üstün bir meziyettir.Bu meziyete sahip insan;İnsanların olumlu taraflarını görebilen,her türlü sosyal ilişkilerde olumlu gelişmeler elde etmek için ,en büyük sermaye olarak sevgiyi kullanabilen insandır.
   Atatürk,bütün yaşamında sevgi dolu bir efsane kahramanı gibi akıllı ve yürekli davranmıştır.Ülkesini ve ulusunu,tarihte ilk kez,emperyalizm'in kanlı ellerinden ve kendi deyimiyle kirli ayaklarından kurtarıp,ulusal egemenliği gerçekleştirmiştir.Yüz milyonlarca insanın yaşadığı tutsak ülkelere ve halklara sönmeyen,gerçek bir umut ışığı vermekle kalmamış,aynı zamanda kendini insan aklının özgürlüğüne,aydınlanmasına ve ulusun egemenliğine,mutluluğuna adamıştır.İşte bu evrensel değerlere ancak sevgi,akıl ve bilimle ulaşılabileceğini kanıtlamış ve öğütlemiştir.Türk ulusunun ve insanlığın ona karşı olan haklı ve sürekli şükran duyguları bu tarihsel olgudan kaynaklanmaktadır.
   O,herşeyden önce bir insandı.Bütün dünyanın iyiliğini düşünen bir insan.İnsanlığı çok seven ve bunu da her fırsatta etrafındakilere telkin etmekten zevk alan bir karakter sahibiydi.Onun yalnız bize değil,bütün insanlığa hitabeden bir sevgi ve şevkat sesi vardır.Onun insani olan,sevgisini bütün dünyaya yayan,bütün insanları bir ve kardeş gören sözleri şöyledir:
 ''İnsanları mesut edecek biricik çare,onlara bir birbirlerini sevdirmek,karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve faaliyetlerde bulunmaktır.Cihan sulhu içinde beşeriyetin hakiki saadeti ancak bu yüksek ideal yolcularının çoğalması ile mümkün olacaktır.Eğer devamlı bir sulh isteniyorsa,kitlelerin vaziyetlerini iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır.İnsanlığın heyeti umumiyesinin refahı açlık ve tazyikin yerine geçmelidir.''
   Atatürk hümanist bir insandır.Onun engin insan sevgisi ve seçkin kişiliği bunun kanıtıdır.''İnsan ,insanlık için yaşamalıdır'' ve ''Biz kimsenin düşmanı değilliz!Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız''demesi bunun göstergesidir.
 Onun asil yüreği-pas tutmıyan madenler gibi-kin nedir,hiç bilmemiştir; ''Ben ,muharebelerde dahi düşmanın üzerinde bir kin duymam;yalnız askerlik kaidelerinin tatbikini düşünürüm.''demiş ve gerçekten de böyle davranmıştır.Onun kinleri hep barışla bitmiştir.
 Atatürk düşmanlarını dahi affedebilecek kadar kalbi insan sevgisiyle dolu biridir.Düşmanları hakkında :''Ben onları affederim,çünkü kalbim vardır.Onlar beni affetmezler,çünkü kalpsizdirler[1].'' demiştir.
 Atatürk hayatı savaş meydanlarında geçtiğihalde savaşı sevmezdi.Savaş yurt savunması amacıyla yapılmalıdır:''Savaş hayati  durum arzetmedikçe yapılırsa cinayettir''demiştir.
   ''Birçok zaferler kazandım .Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam,savaş anlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.'' [2]
    Bir alay karargahının temel atma töreni esnasında bir koyunun temel için açılan çukura doğru,yere yatırıp boğazlanmak üzere olduğunu gördüğü zaman İran Şahı Rıza Pehlevi ile aralarında geçen konuşma:
Atatürk-Ben kana bakamam.Bir tavuğun dahi boğazlandığını görmeye tahammülüm yoktur.
Şehinşah-Ya bu kadar çok bulunduğunuz büyük ve kanlı muharebe meydanları?..
Atatürk-Ha,o başka meseledir;öyle yerlerde cesetlerin üzerinden atlayarak yürürüm.O bambaşka bir iştir.[3]
 O,çocukları çok severdi. ''Çoçuk sevgisi insan için bir ihtiyaçtır.Hele yaş ilerledikçe bu ihtiyaç kendisini daha kuvvetle hissettiriyor.Onun için ülküyü yanımdan ayırmak istemiyorum[4].''
 ''Çocukluk ne güzel..Çocuklar ne sevimli,ne tatlı yaratıklar değil mi?En çok hoşuma giden halleri nedir bilirmisiniz?.. Riyakarlık bilmemeleri,bütün istek ve duygularını,içlerinden geldiği gibi,açıklamaları[5]...''
    Dünden bugüne değişmemiş,bugünden yarına değişmeyecek olan bir şey vardır ki bu Atatürk sevgisidir. Bu sevgi,onun millete vakfettiği sevgi kadar büyük ve engindir.Onu sevmenin doğru yolu ,onun sevdiğini onun
gibi sevmektir..O her şeyden çok milletini sevmiş ve ona en büyük hizmeti vermiştir.Vatandaşı sevmiş,onun gelişmesine,mutluluğuna çalışmıştır.Hürriyeti sevmiş,onun uğruna hayatını ortaya koymuştur.Onun sevdiğini sevmeyenler onu nasıl sevebilir.Sevilmeye değer olan, hayatı sevdiren herşey bu tek sevgi içine sığmaktadır. Bu sevgi,Atatürk'ün kişiliğinde sembolleşen,güzelliğin,iyiliğin,doğruluğun,içtenliğin,gerçekçiliğin yarattığı sevgidir.
Atatürk,okul,meslek ve sosyal yaşamında geniş kültürü ve bilgisiyle çevresinde daima sevgiye dayanan bir saygı atmosferi yaratmıştır.Bu atmosfer içinde fikri ve siyasi yönünü geliştirirken,milletine ve insanlığa yararlı işlerde bulunmuş ve arkasında kalıcı eserler bırakmıştır.
 ''Ben kalpleri kırarak değil,kalpleri kazanarak hükmetmek isterim'' diyen Atatürk ,insancıl yönünü açıkça ortaya koymuş,bilgi ve sevgi ile oluşturulan güven ile neler yapılabileceğini, yaşamının her alanında göstermiş,ona karşıda aynı sevgi ve güven duyulmuştur.Onun sevgisi vatandaşlar arasında birleştirici bir bağ olmuştur.Onun etrafında Bağımsızlık savaşı için nasıl birleşmiş isek aynı hatıranın etrafında çağdaşlaşma savaşımızda da birleşik kalmaya mecburuz.
   Bu Atatürk'ü tanrılaştırmak değildir.O da etten ve kemikten bir insan olarak yaşamış ve hatırasıyla de kalplerimize yerleşmiştir.O Türk milleti için,her güzel şeyi ,her iyi şeyi ve her doğru şeyi ,çoşkun iradesi ve berrak zekasının bütün kudretiyle isteyip ve milletine mal ettiği içindir ki bugün güzelliğin ,iyiliğin ve doğruluğun timsali olmuştur.
    Atatürk ile Atatürkçülük ayrılmaz bir bütündür.Fakat farklılığı da,ayırımı da iyi bilmek gerekmektedir.Atatürk'ü sadece sevmek,Atatürkçülüğün ne olduğunu kavramak için yeterli değildir.Onun fikir ve düşüncelerini günün koşullarına göre yorumlayıp uygularsak,çalışmalarımızı onun dürüstlük,içtenlik ve gerçekçilik ilkeleri doğrultusunda daima ileriye,daima doğruya,daima faydalıya,daima verimliliğe ve güzele yönelik sürdürürsek, Türkiye Cumhuriyeti devleti daha da yükselecek,yaşama gücü ve sürekliliği artacak,Onun,hedef gösterdiği,çağdaş uygarlık düzeyine daha çabuk ulaşılacaktır.
   Sevmek ancak anlamakla sürekli olabilir.Biz de Atatürk'ü yürekten sevdiğimiz için ,onu ve ilkelerini anlamaya durmadan devam etmeliyiz.
 

[1] Falih Rıfkı Ataty,Çankaya,1969,s.532.
[2] George Benneb,Yabancı Gözüyle Cumhuriyet Türkiyesi,s.33.
[3] Hasan RızaS oyak,Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk'ün Hususiyetleri,1965,s.43.
[4] !936.Abdülkadir İnan,Türk Kültürü Dergisi,sayı:25,1964,s.62.
[5] Hasan Rıza Soyak,Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk'ün Hususiyetleri,1965,s.78-79.


Örnek Sokak 1a, 12345 Örnekşehir
0.535 607 5459