BAKARSAN BİR ŞEY GÖRÜRSÜN,GÖRMEK İÇİN BAKARSAN ÇOK ŞEY GÖRÜRSÜN
|
irfgzr2 - BAŞARILI HİKAYELER
|
|
|
İRFAN GEZER
BAŞARI HİKAYELERİ
Kavak Ağacı ile Kabak
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı
boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış
kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle
kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
GELECEĞİNİ BİLİYORDU
Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu tutarak içeri çekti,
-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
-Değdi, dedi, gözleri dolarak, -değdi…
-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim içim.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum…
Japonya'da Yaşanmış Sevgi Hikayesi
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon, bunun için bir duvarı yıkar. Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken,orada dışarıdan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder. Aynı zamanda meraklanır da;kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce... Muhtemelen bu çivi on yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı.
Nasıl olmuştu da kertenkele, bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmıştı? Karanlık bir duvar boşluğunda, hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak zor olmalıydı. Sonra bu kertenkelenin 10 yıldır hiç kıpırdamadan nasıl yaşadığını düşündü. Ayak çivilenmişti!
Böylece çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar, ne yiyor acaba? Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir ağzından taşıdığı yemekle... İnanılmaz!...Adamı sersemletir gördüğü manzara. Bu nasıl sevgi?
Ayağı çivilenmiş kertenkele, 10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmekteydi. Bu iki kertenkele arasındaki ilişki acaba ne olabilir: Eş, arkadaş, sevgili, abi kız kardeş... Aralarındaki ilişki ne olursa olsun, yaptıklarıyla bu iki canlı bize bir şeyler anlatmak istiyor.
“Sevdiklerinizi asla terk etmeyin, unutmayın onları.”
Yoldan En Güzel Geçen Kişi Kimdir?
Zamanın birinde bir kral bir yol yaptırmaya karar verdi. Yapımı tamamlanan yol için halka açılmadan önce de bir yarışma düzenlendi; yarışmaya göre; yoldan en güzel geçen kişi seçilecek ve kazanan bir ödülün sahibi olacaktı.
Halk yarışmaya akın etti; bazıları en güzel arabalarla gelmiş, bazıları en güzel elbiselerini giymişti. Kadınlardan kimileri saçlarını süslemiş, kimi yanlarında harika yiyecekler getirmişti.
Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca sportif gösteriler yapmaya hazırlanıyordu.
Nihayet, yoldan geçişler başladı fakat kralın yanına dönenlerin ortak bir şikayeti vardı; yolun bir yerinde büyükçe bir taş vardı ve bu taş yolculuğu engelliyordu. Kral hepsini dinledi ve yarışmanın bitişinin beklenmesi gerektiğini ilan ettirdi.
Günün sonunda yalnız bir yolcu bitiş çizgisine yorgun argın ulaşmıştı. Kralın huzuruna gelan bu adam elindeki altın kesesini uzatarak:"Geçişim sırasında, yolu tıkayan taşı kaldırırken bu altın kesesini onun altında buldum; size ait olmalı." dedi.
Kral gülümseyerek cevap verdi: "O altınlar sana ait delikanlı." "Bu altınları sen kazandın ve yarışmanın galibi sensin, çünkü yoldan en güzel geçen kişi sensin.
Zira yoldan en güzel geçen kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir!”
EN İYİ BUĞDAY
Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.-Elinizdeki kaliteli tohumları
rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek
istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.
Ders: Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder.
100. Vuruş
KAYA
Bir taş ustası, bir taştan parça koparmak için parçaya balta ile vurmaktadır. Taş tam 100. vuruşta parçalandı. Bu sırada çırak ustasına dönerek ustacığım, ilk vuruşu 100. vuruş gibi yapsaydın 99 tane vuruş yapmana gerek kalmazdı der.
Usta da, çırağa dönerek şöyle der: eğer 99 tane vuruşun etkisi olmasaydı 100. vuruşta parça kopmazdı.
Kayaları delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir.
Bakış Açısını Değiştirmek
Bir zamanlar, Yunanlı bir filozofun bir öğrencisi varmış, bu filozof öğrencisine bir yıl boyunca, kendisine kötü davranan herkese para vermesini emretmiş, Bir senelik süre sona erdiğinde öğrencisine, şimdi Atina ya gidebilir ve Bilgeliğin ne olduğunu öğrenebilirsin demiş.
Öğrenci Atina ya girerken kapıda oturan ve içeri girip çıkan herkese hakaret eden bilge bir adama rastlamış, Bilge, öğrenciye de hakaret etmiş,öğrenci ise katıla katıla gülmeye başlamış. Sana hakaret ettiğimde neden güldün diye sormuş çünkü demiş öğrenci, ben bir yıl boyunca bunun için para ödedim ve sen bana hiçbir karşılık beklemeden hakaret ettin; şehre gir demiş hepsi senin

|
|
|
|
|